Milletlerin Siyasal Egemenlik ve Kardeşlik Hukuku Aynı Şey mi?

Siyaset Felsefesi ve Siyaset bilimi ; Aristo’nun “Politika”, Platon’un “Devlet”, Machiavelli’nin “Hükümdar”, Tomas Hobbes’in “Leviathan”, Montesquieu’un “Kanunların Ruhu”, Jacques Rousseau’un “Toplum Sözleşme”, Johne Locke’nin , “Hükümet Üze.

Kadir Amaç

18.11.2014, Sal | 13:04

Milletlerin Siyasal Egemenlik ve  Kardeşlik Hukuku Aynı Şey mi?
Makaleyi Paylaş
Siyaset Felsefesi ve Siyaset bilimi ; Aristo’nun “Politika”, Platon’un “Devlet”, Machiavelli’nin “Hükümdar”, Tomas Hobbes’in “Leviathan”, Montesquieu’un “Kanunların Ruhu”, Jacques Rousseau’un “Toplum Sözleşme”, Johne Locke’nin , “Hükümet Üzerine İki Tez”, Barrington Moore’nin “Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri “ ve Farabi’nin İdeal Devlet (El-Medinetü\'l-Fazıla) adlı yapıtlarını referans alarak, bir milletin teritoryal ve siyasal egemenlik hakkının asla başka bir millete devr edilemeyeceğini söyler!

Peki, Kürt milleti kendi öz toprakları üzerinde teritoryal ve siyasal egemenlik meselesini talep etmesinin bilimsel karşılığı var mıdır?

Modern ulus devletler ve milletler üzerine en kapsamlı bilimsel araştırmalar yapan sosyal ve siyasal bilimci Breuilly, Anderson, Gellner, Crall Simith, Kedourie, Greenfeld ve Delannoi gibi düşünürler, İşgal ve sömürüye uğramış milletlerin teritoryal ve self determinasyon taleblerini en ayrıntılı bilimsel bulgularla ortaya koymuşlardır.

Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz düşünürlerin, milletlerin siyasal egemenlik konusundaki sistematik görüşlerini daha önceki çalışmalarımızda ayrıntılarıyla aktarmıştık. İsimlerini belirtiğimiz bu milliyet bilimcilere göre, bir milletin ulusal ve siyasal egemenlik hakları şu üç milliyetçi faktörden ilham alarak ortaya çıktıklarına işaret eder:

“1-Kendisine has ve özgün niteliklerle donamış bir ulus vardır.

2-Bu ulusun çıkarlarını ve menfaatlerini, diğer bütün çıkar ve menfaatlerden üstün görür.

3- Bu ulus mümkün olduğu kadar bağımsızlığı savunur ve bu da onun siyasi egemenliğinin tanımasını gerektirir.”

Gil Delannoi tam bu noktada “bütün milliyetçiliklerin siyasal egemenliğe dayalı” olduğunu söyler. Çünkü milliyetçilik çağrısını yaparken “bir tehdite” yaslandığını belirtir. Bir milletin milli iradesini ve siyasal egemenliğini, tehdit ve tedhiş altında tutan bu tehdit unsura karşı sergilenen davranışa yada tepkiye milliyetçi refleks diyebiliriz (1)

Bu zaviyeden hareketle, milliyetçiliğin şu gerçeğin tanımından başka hiç bir anlam taşımadığını düşünüyorum: Vatan-millet sevgisi ve bu sevgiyi korumakla görevli olan siyasal egemenlik kurumu. Siyasal egemenlik meselesi meşruluğunu ve referansını bir milletin milli iradesinden aldığını söyleyebiliriz. Bir milletin milli iradesine ve siyasal egemenliğine, hukuk ve saygı muvacehesinda bakmayan bir devletin, bir milletin, bir dinin, bir düşüncenin milletlerin kardeşliğinden bahsetmesi, hiçbir bilimsel dünya görüşüne ve hiç bir evrensel hukuk karinesine tekabül etmediği gerçeğidir.

Bu anlamda Rousseau, Hobbes, Spinoza, Paine ve Locke gibi düşünürler, milletler arasındaki siyasal egemenlik ve milletlerin kardeşlik hukukunu belirleyen prensibe “karşılıklı toplumsal sözleşme” adını vermişlerdir. Rousseau milletlerin siyasal egemenliğini en güçlü biçimmde savunan düşünürlerin başında gelmiştir. Ona göre milletlerin kardeşlik hukukunu belirleyen en başat parametrenin her milletin \"siyasal egemenlik prensibinin kutsal bir hak\" olduğu gerçeğidir. Farklı milletlerin, farklı inançların ve farklı düşüncelerin birbirlerinin siyasal iradelerine hukuk muvecehasında saygı gösterme eylemlerine ise \" toplumsal sözleşme\" adını vermiştir. (2)

Milletlerin siyasal egemenliği konusunda ciddi bilimsel çalışmalara imza atan Jean Bodin; milletlerin siyasal egemenlik kurumunu belirleyen devletin, “ailelerin birleşmesinden meydana” geldiğini paternalizim yöntemiyle açıklar...

Dolayısıyla Sieyés’in dediği gibi \" millet kendisini meydana getiren bireylerin toplamı olarak değil\" bundan çok daha aşkın ve mundemiç olan \" bugünü değil, geçmiş ve geleceği de kapsayan manavî bir varlıktır.\" (3)

Bu anlamda Medine Sözleşmesi çalışmamız acısından oldukça önemlidir: İslam Peygamberi Hz.Muhammed Medine’ye hicret ettikten sonra hicretin ilk yılında Medine’nin demografik yapısını öğrenmek için nüfus sayımını yaptırır. Nüfus sayımı sonucunda Medine’de 10 bin kişinin yaşadığı, bunların 1.500’ünün Müslüman, 4.000’nin Yahudi ve 4.500’ünün Müşrik Araplardan muteşekül olduğunu tespit eder. İkincisi ve en önemlisi Hz.Muhammed Medine’nin şehir ve kasaba sınırlarını belirledi ve belirlediği her sınır noktasına işaret levhalarını yerleştirerek Medine site devletinin teritolyal sınırlarını ve siyasal egemenliğini Medine vesikasının 39 maddesinde deklere etmiş olacaktı.(4)

Modern ulus devletlerde ise milletlerin siyasal egemenlik ve milletlerin kardeşlik hukukunun birbirinden çok farklı şeyler olduğu hakikatini , üç milletin ontolojik ve siyasal egemenlik varlığını bünyesinde toplayan Belçika devlet modelini örnek gösterebiliriz.

Belçika devleti (1830); Nederland, German ve Fransız milletlerinden uluşan ve Avrupa medeniyetinin başkenti olup modern ve demokratik bir devlettir.

Belçika devletinin Yüzölçümü: 30, 528 km2 , Nufüs:11,162,000.

Belçika devleti içinde Nederlan milletinin toplam nufüsü:6,230,000,

Frans milletinin toplam nufüsü: 3, 576,325

ve German milletinin nufüsü ise sadece 76 , 128 .

Hollanda milletinin yaşadığı bölgenin adı:Vlaams bölgesi. Resmi dilleri Hollandaca.

Frans milletinin yaşadığı bölgenin adı: waals bölgesi. Resmi dilleri: Frans.

German miletinin yaşadığı bölgenin adı Duits bölgesi, resmi dilleri Duits. Ayrıca bu her üç millet birbirlerinin dillerini biliyor.

Görüldüğü üzere, milletler ve dinler arasındaki kardeşlik hukukunu ve ahlakını belirleyen siyasal egemenlik ilkesidir. İşte tam bu noktada Kürt milletinin siyasal egemenlik hukuku söz konusu olduğunda; en humanist adamlar, en bilimsel adamlar, en özgürlükçü örgütler, en hayırlı cemaatler, en iyi beşeri ve ilahi Müslüman devletler, Kürt milletine İslam’ın ön gördüğü kardeşlik hukukunu değil , efendi ve köle ilişkisini esas almışlardır.Tıpkı Şengal ve Kobané’de yaptıkları işgal ve katliyam gibi...

Her zaman söylediğimiz gibi, Kürdistan meselesi ne ekonomik nede demokratik haklar meselesidir. Kürdistan meselesi toprak ve siyasal egemenlik meselesidir. Kürt milleti tıpkı 218 devlet- millet gibi devlet –millet olma hakkına sahiptir. Yoksa bir kaç Batılı nihilistin ve bir kaç psikolojik paganistin “devlet kötüdür” ifadesi ne devlet rialitesini nede yedi milyar insanın ideal devlet tasavvurunu değiştirmiştir.

İkincisi, hiçbir inancın, hiç bir düşüncenin, hiçbir devletin, hiçbir partinin, hiçbir örgütün, hiçbir cemaatın, hiç bir peygamberin, hiçbir liderin sevgisi, bir milletin vatan sevgisi kadar temiz ve ruhani bir estetiğe sahip olmamıştır.

Yeryüzünde milletlerin ahvali buyken, hiçbir devlet, hiçbir millet, hiçbir bilim, hiçbir felsefe, hiçbir düşünce kalkıp, Kürt milletine özgürlüksüz ve devletsiz yaşamaları gerektiğini önermemiştir. Ancak, Kürdistan’ın toprak ve siyasal egemenlik meselesi söz konusu olduğunda işgalçi devletler ve onların paramiliter güçleri olan solcu, İslamcı, demokrat ve liberal fraksiyonlar Kürt milletine devletsizliği dayatmış, bu devletsizlik fikrine karşı çıkan Kürtlere karşı sigortası atmış ve onları kötü adamlar olarak hedef göstermiştir.

Bu anlamda, Türk milletinin en iyi solcuları, en iyi İslamcıları, en iyi demokratları, en iyi liberalleri ve en iyi insan hakları savuncuları bile, oryantalist ve kolonyalist Türk devleti gibi, Kürdistan ülkesine “güneydoğu anadolu bölgesi” ismiyle hitap etmekten imtina etmemiş ve bu davranışıyla Kürdistan davasına bakış açısını net olarak ortaya koymuştur. Hakeza bununla yetinmeyip, tıpkı kendi İşgalçi generalleri ve sömürgeci valileri gibi refleks gösterdikleri dönemlerde az değildir.

Toparlayacak olursak; her millet kendine devlet oldu, her millet kendine Müslüman oldu, her millet kendine Hıristiyan oldu, her millet kendine Yahudi oldu, her millet kendine Sosyalist oldu, her millet kendine demokrat oldu, her millet kendine liberal oldu, her millet kendine humanist oldu.

Ama Kürtler ne yaptı ve ne oldu? Her millet yerine devlet oldu, her millet yerine Müslüman oldu, her millet yerine Hiristiyan oldu, her millet yerine Yahudi oldu, her millet yerine sosyalist oldu, her millet yerine demokrat oldu, her millet yerine liberal oldu, her millet yerine humanist oldu.

O vakit Kürt milletine şu misali hatırlatmakta fayda vardır: Hırsızın biri evinizi işgal ederse, ailenizi ve çocuklarınızı gözlerinizin öününde hunharca katlederse ve sizi de ona hizmet etmek için öldürmüyorsa, siz bu hırsıza ve katile karşı nasıl bir duygu içinde olursunuz? Acaba rasyonelce bir plan hazırlayıp bu hırsızı ve katili evinizden çıkarıp onu etkisiz hale getirmeyi mi diye düşünürsünüz, yoksa evinizi işgal eden, çocuklarınızı gözlerinizin önünde vahşice katleden ve sizi de kendi hizmetinde köle olarak çalıştııran bu adama, Kuran’dan ayetler okuyarak mı yoksa evrensel, hak ve hukuk karinesini hatırlatarak mı yoksa baş kaldırarak mı bu meseleyi başınızdan def etmeyi düşünürdünüz?

Ban göre yalın ayaklı Kürt milletinin ne uyduruk İslam kardeşliğine ne de uyduruk sosyalist kardeşliğe ihtiyacı vardır. Bana göre yalın ayaklı Kürt milletinin, kendisini işgalci devletlerin zülmünden, vahşi Ortadoğu’nun şerrinden korumak için mutlaka bağımsız ve ideal bir devlete ihtiyaçları vardır. İşgalci devletler ve onların dostları bana kardeş olduğumu söyleseler onlara hiç teredüt etmeden şu karşılığı verirdim:

Hayır, Hz.Muhammed’in ve Karl Marks’ın çocuğu bile olsanız ne sizinle Müslüman kardeşi ne de proleterya kardeşi olurum. Allah’ın izniyle elli milyon bir milletin özlemi olan birleşik ve bağımsız Kürdistan devletini kurma özlemini ne düzenli ordularınız ne sahip olduğunuz teknoloji ne sahip olduğunuz zenginlik ne ölümsever nevrozlarınız nede Kuduz köpek gibi salya akıtan refleksleriniz engel olacaktır.

Dünya devletlerine ve dünya milletlerine ise şunu demek istiyorum:

Biz ne kendi topraklarımız üzerinde işgalci devletlerin zülmü altında mazlum olmak istiyoruz, ne de kendi topraklarımız üzerinde devlet olduktan sonra zalim bir devlet olmak istiyoruz. Biz millet olarak tıpkı bir Alman milleti gibi, bir Japonya milleti gibi, bir Fransa milleti gibi, bir Hollanda milleti gibi tüm insanlık ailesine insanlığımızla ve sevgimizle örnek olmak istiyoruz.

[email protected]

Kaynakça:

1-Jean Leca,Uluslar ve Milliyetçilikler, Metis yayınları, Sayfa 15-32

2- J.J. Rousseau, Toplumsal Sözleşme, Türkiye İş Bankası Yayınları, Sayfa, 30-34

3- Sarıca, Murat, 100 Soruda Siyasi Düşünce Tarihi, 4. bs., Gerçek Yayınevi, İst. 1983, 100.

4- M. Tayyip Okiç, İslamiyet’te ilk nüfus sayımı, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1958.VII.11

7221 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:17:04:07

Yazarın Önceki Yazıları

Kürtler Filistinli değildi, Türk devletide İsrail Değil! Musul Operasyonu ve 'Çılgın Türkler' Kürd’ü, Kur'an’la Sömürmek! Öjenist Felsefe Ve Irkların Genetik Anatomisi Fırat’ın Doğusu da, Batısı da Kürdistan! Askeri Darbe ve Kürtlerin Tavrı Kahr Olsun! ‘Fe veylun lil musallîne’ Ehli Homa Şima Qehr Bikero! İşgalci Devlet ve Müşrik İslamcılar! Siyasal Ontoloji Meclîsa Tırkon ù HDP Dost û Neyare Kordon Komo? 1 Mayıs Kürtlere Bir Taht Birde Taç Lazım! Hoş Geldin! Kürdistan Aydınlar İnsiyatifi 'Mayflower Sözleşmesi' Ve Kürdistan Meselesi 'Biz İslam kardeşiyiz' Öyle mi? Muhammed’i öldürdüler, İslam’ı Zehirlediler! Psikolojik Kürtler! Kürdistan Haktır Ve Nurunu Tamamlayacak! Amed’in Dört Minaresini ve Onun Elçisini vurdular! Kürtlerin İslam’la Eşekleştirilmesi! Terör ve Kürdistan Ahmet Taşgetiren’e Cevap! Kürt Hizbullah’ın Siyasal Anatomisi-1 Kürt Hizbullah’ın Siyasal Anatomisi-2 'Kara ve Deniz' Diyalektiği Ve Müslüman Halklar Meselesi Kürdistan Meselesine Sosyal Bilimler Metodolojisiyle Bakmak Kürt Milletinin Tipolojik Anatomisi Kürtler Kendi Topraklarının Hükümdarı Olmak İstiyor! Kürdistani Mücadelede, Vatan ve Millet Sevgisi Siyasal Egemenlik Savaşla Başlar, Barış Müzakeresiyle Paylaşılır! Sevgili Kürdistanlı genç kardeşlerim! Modern Ulus Devlet Temelinde Kürdistan’ın Siyasal Egemenlik Hakkı Milletlerin Ontolojik Sosyolojileri ve Kürdistan Milleti Kürdistan Bağlamında Millet-Milliyet ve Milliyetçilik Meselesi Kerkük’ün zaferi, Kürdistan’ın zaferidir! Yeryüzünde ancak köleler devletsiz yaşar Medine Vesikası ve Kürdistan Meselesi
x