Kürdistan sömürgeci parlamentodan yada İmralı-MİT ittifakıyla Ankara'dan yönetilmez.

Kürdistan Hewler\'den, Mehabad\'dan, Dersim\'den, Çolig\'den yönetilir ve kürtlerce yönetilir. Öcalan\'la, Bayık\'la, Kürkçü\'yle, Yüksekdağ\'la, Kışanak\'la, Demirtaş\'la, Sırrı\'yla İmralı\'dan ve Ankara talimatlarıyla Türkiye\'den yönetilmez. Kürdistan türkler, farslar ve araplar tarafından ve onların çömezleriyle yönetilmez. Kürdistan türk parlamentosundan maaş alanların siyasi mastürbasyon alanı değildir.

Kenan Fani Doğan

21.05.2015, Per | 08:17

Kürdistan sömürgeci parlamentodan yada İmralı-MİT ittifakıyla Ankara'dan yönetilmez.
Makaleyi Paylaş
Futbol takımı taraftarı olsaydık bizim takımı tutmak hepimize mükellefiyet olurdu, buna karşı değilim. Siyaset ve hele mazlum millet siyaseti o milletin kurtuluşunu stratejik hedef olarak önüne koyar ve günlük siyasette ara vermeksizin milletinin devlet kurma hakkını dillendirir ve temel talep olarak yükseltir. Bunu birkaç yüzbinlik, birkaç milyonluk uluslar bile yapıyor ve devlet oluyorlar.

Birbirimizi öldürmeye hiç gerek yok, halk bu kadar mobilize olmuşken taraftar bu sayıya ulaşmışken kürtler gidip AKP içinde kürtlerin devlet hakkını dile getirse AKP dize gelir, bu kitle tümden CHP\'li olup CHP içinde kürtlerin devlet hakkını yükseltse CHP nitelik değiştirir.

Şimdi BDP yönetimi ve özellikle Öcalan bir gün Kürdistan demedi ve diyemez, bunun yerine Türkiye bölünmeyecek, türklerle birlikte demokratik ulus kuracağız dediğinde AKP, CHP hatta MHP\'nin söylediğini söylemiş oluyor ve bir farkı kalmıyor. Diğer partiler bundan güç alıyor. BDP de aynen AKP gibi tek ülke, tek bayrak, türklerle demokratik ulus kurma temelinde \"tek ulus\" dediğinde farklı bir vaat, farklı bir hedef koymuyor ortaya. Vatandaş zeki, halka aynı siyasi projeyi dayatan partilerden menfaat temin edebilecek olana oyunu veriyor.

Biz toplam 300 gençle memlekette seçim kazanabiliyorduk, şimdi binlerce genç var, ilçelerde var, köylerde var AKP bu durumda bile Cebaxçor\'da alan tutabiliyor. Suç hiçbirinizin değil, genç kuşağın dürüstlüğü ve içtenliği konusunda hiçbir kuşkum, hiçbir tereddüdüm yok aksine güvenim var.

CHP\'nin Ekmeleddin\'i MHP\'den transfer edip aday göstermesiyle BDP\'nin Hüda Kaya ve diğerlerini transferi arasında ne fark var, Mustafa Kemal\'in merkezi tayinle kürtlere temsilci dayatması ile Kürkçü\'nün, Yüksekdağ\'ın, Sırrı\'nın, Kışanak\'ın kürtlere hem de belirleyici mevkilerde siyasetçiler olarak tayin edilmesi arasında ne fark var?

Kürtlerde temsile yetkin siyasetçi kıtlığımı var?

Bu gördüğünüz ve bildiğiniz siyasetçilerin kürtlere ve Kürdistan\'a ne hayrı dokunmuş?

Sırrı Süreyya açıktan kemalist, gazetelerde yazarken kemalizmi öve öve bitiremiyordu, M. Kemal\'in kürtleri asimile ederek kürt ve türkten müşterek ulus yaratma zırvasına sıkı sıkıya bağlı, şimdi böyleleri kürde faydamı sağlar?

BDP, temelde hatalı, günlük siyasette, kadrolaşmada, ajitasyon sloganlarında, propagandasında türk devletinin varlığına ve çıkarlarına endekslenmiş olarak Ortadoğu\'nun en kanemici, IŞİD\'e şerik olabilecek nitelikte yobaz ve gerici devletinin ömrünü uzatmaya, ayakta tutmaya çalışıyor. Bunun kürtlere getirisi ne?

Aynı şey Suriye\'de de oluyor.

Yeryüzünde Suriye kadar kanlı bir devlet ancak Türkiye\'dir. Kendi halkına karşı kimyasal gaz kullanmakta mahzur görmeyen, % 14\'lük bir azınlığın halkın % 86\'sını 45 yıldır askeri cuntayla yönetmesinin sonucudur bugünkü patlama. İlkellik sadece ilkelliği besler ve davet eder. Etti işte, olan biteni hepiniz görüyorsunuz, kürtler de nasibini alıyor.

Suriye devleti, kürtlerin bırakınız insan haklarından yararlanmasına, nüfusa kaydetmeyerek okul, sağlık, ticaret gibi vatandaşlık haklarından yararlandırmaya bile tahammülsüz bir devlet. Kendi halkına bile cellat kesilen BAAS iktidarda kalsa kürtleri neyin beklediği açıkça belli, BAAS gitse yerine gelecekler onun gibi kafa kesici, şimdi siz hangi Suriye\'nin birliğinden bahsedebilirsiniz?

Kürtlerin \"Suriye\'nin birliği\" demesi bu taraflardan biriyle yaşamaya ve onlarca yönetilmeye hazırız demektir. Suriye\'nin statükosu değişmedikçe Kürdistan bu devletin sömürgesi, kürtler ise şimdi olduğu gibi yönetilen durumunda kalacaklar. Kürtlere bunu kim adına ve kimin çıkarına dayattıklarını sormak kürtlere savaş açmak değildir, tam aksine kürtlere savaş açan arapların durumu ortadayken(ki her gü kürtler ölüyor, kürt kadınları zikredilmesi bile utandıran zulme maruz kalıyor), IŞİD üzerinden kürtlere savaş açan türklerin yedeği ve devletinin devamına destekçi olmak ortadayken, PKK kürtlere bir savaş dayatmış oluyor. Yürütülen savaşta kürt katilleriyle birlikte devlet olmak ve onların statülerine dokunmamak bir yana, mevcut statükonun savunucusu kesilmek suretiyle PKK dayatılan savaşta arap ve türk gericiliğinin safını tercih ediyor. Kim kürtlere savaş dayatır, haklarını inkar ederse PKK onun devletinin bölünmemesine yandaş.

Bir IŞİD\'i düşünün 4 milyon sünni araptan destek alarak Irak, Suriye, Ürdün, Mısır\'da yayılabiliyor, Irak, Suriye ve Kürdistan\'da şehirler ele geçirebiliyor. PKK, ayağa kalkmış 45 milyon kürt adına savaştığını söylüyor ve siyaset yapıyor, Kürdistan\'da bile bir tek mezrayı kontrol etme başarısı yok. Bir Kobani\'yi elde tutmaya çalıştılar şehir harabeye döndü, yetmezmiş gibi Amed sokaklarında \"hain ve işbirlikçi Barzani\" pankartlarıya kitle gösterileri yaptılar. O kahramanlığı yere göğe sığdırılamayan PKK savaşçıları için PKK 2 bin adam göndermekten kaçınırken \"hain\" dedikleri Barzani\'nin 150 kahramanı Kobani\'yi geri alıp kürtlere teslim etti ve çekildi. Tüm bunlar olurken PKK kuzeyde \"ABD ve İsrail kürtlere devlet kurduruyor\" propagandasını öne çıkararak \"Suriye\'nin bütünlüğünü\" yani kendinin ırzına geçmeye dünden hazır araba biat etmenin savunuculuğunu yapıyordu. Siyaset, milleti gözettiği kadar haysiyetli olmak milli haysiyetin sınırlarını gözetmek zorundadır. Kürtler haysiyet yoksunumu ki haysiyetsizliğin en ağırı her cepheden, her vesileyle kürtlere PKK eliyle dayatılıyor?

IŞİD\'in destekçileri olduğu söylenebilir, vardır da. PKK, insan gibi politika yapsa bu haysiyetsiz duruşu bıraksa PKK\'yi dünya destekler.

Düşünün ABD Kobani\'ye silah yardımı yapıyor, yardımı PKK\'ye yapıyor. İsrail bölge taraması yaparak nokta belirliyor, ABD uçakları belirlenen noktalara silah ve mühimmat indiriyor. Bunlar olurken kuzeydeki mitinglerde \"ABD uşağı Barzani\" kötülemesi yükseliyor.

Şengal ve Kobani dolayısıyla Almanya kürtlere direkt silah yardımı kararı alıyor, PKK Almanya parlamentosuna saldırarak \"kürtlere silah yardımı yapmayın, bunlar ABD ve İsrail uşağıdır\" diyor. PKK\'nin El Kaide ve IŞİD\'den bir farkının olması lazım ama yok. Şengal ve Kobani alman silahları olmadan kurtarılamazdı. Kurtaran peşmerge güçleri, ellerindeki silahlar bu ülkelerden geliyor, askerlerimizi eğiten yine bu ülkeler.

Şimdi bizim mukadderatımızın tayini Bese Hozat gibi kod isimlerin türk genelkurmayından verilen \"baltayı kürtlerin ayaklarına vurun\" talimatlarınamı kaldı?

Şimdi biz Türkiye\'yi böldürmeyeceğiz diyen Bedir Ağa\'nın torunuylamı temsil olunacağız?

5 milyon kürt Türkiye vilayetlerinde tehcirde. Bunların köyleri yakılmak suretiyle, asit kuyalarına doldurularak, tecavüz görerek sürüldükleri herkesin malumu.

Mustafa Kemal, Türkiye\'nin nasıl tutunabileceğini kürt \"anasırını\" hesaba katarak şöyle açıklıyordu; \"Kürtlere bir sınır tayin etmek gerektiğinde bu sınırı Anadolu\'nun ortasına, Konya\'ya kadar uzatmak gerekecektir.\" Yani kürtlerin kendilerini temsili ve yönetmeleri imkansızdır, yani gerçekleşmesine müsaade edilemez demek istiyordu. Bundan cesaret alan türk genelkurmayı Dareni, Dersim, Agiri direnişlerinde kalmayan barbarlığı göstermesinin üstüne tehciri bilinçli bir şekilde ekliyor ve uygulama alanına koyuyordu. Sonraki hükümetler yoksullaştımayı sistematize ederek kürt tehcirini örtülü yöntemlerle kronikleştiriyordu.

Burada sadece bir örnek vereyim. Kürdistan ve Türkiye sathına yayılmış 1.350.000 Cebaxçorlu olduğu nüfus kayıtları esas alınarak tesbit edilmiştir, Cebaxçor\'un bugün ilçeleriyle birlikte nüfusu bu rakamın 1/4\'ü kadar. Şu demektirki bu memleketin % 75\'i tehcirde. Aynı durum tüm iller için geçerli. 90\'lı yıllarda tehcir edilenlerle birlikte metropollere yığılmak zorunda bırakılan kürtlerin sayısı toplamda 10 milyonu aşkın, diğer bir deyişle 25 milyon kürdün % 40\'ı ülkesinde yaşama imkanına sahip değil.

Günlerdir medyada başı-gözü yarılmış, üstü-başı kan içinde kürdün, kürtlerin fotografları dolaşıyor. Darmadağın edilmiş parti binalarının fotografları elden ele servis ediliyor. Bunlar bizim soydaşlarımız, gördükçe benim kadar hepinizin kahrolduğundan kuşkum yok.

BDP bu insanları bulundukları yerde örgütlemekte ve yem diye türklerin önüne atmakta mahir ama topladığı milyonlara biz ülkemize dönmek ve ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz dedirtmemekte, dememekte kasti ve sinsi bir tavır sergiliyor. \"Biz ülkemizi istiyoruz\" demek yerine, \"Türkiye bölünmez, türklerle demokratik ulus kuracağız\" diyerek Mustafa Kemal\'in 1924\'te türk devletine ittihaz ettiği stratejinin gereklerini kürtlere dayatıyor. Kürtler ulus değil demenin diğer bir ifadesidir bu. PKK tam da bunu söylüyor. Güney\'e aşiret ağalığı derken Demirel\'le aynı yaftayı dillendiriyor, eyalet yani kanton derken Kenan Evren\'le aynı formülün şampiyonluğunu yapıyor, ulus inşa projesi tıpkı Mustafa Kemal gibi kürt \"anasırın\" türklere entegre edilmesini öngörüyor.

Yetmiyormuş gibi bağımsızlık ilanının arefesinde \"Kürdistan Hewler\'den yönetilmez\" sloganını genelleştirmeye yelteniyor.

Kürdistan Hewler\'den, Mehabad\'dan, Dersim\'den, Çolig\'den yönetilir ve kürtlerce yönetilir.

Öcalan\'la, Bayık\'la, Kürkçü\'yle, Yüksekdağ\'la, Kışanak\'la, Demirtaş\'la, Sırrı\'yla İmralı\'dan ve Ankara talimatlarıyla Türkiye\'den yönetilmez. Kürdistan türkler, farslar ve araplar tarafından ve onların çömezleriyle yönetilmez. Kürdistan türk parlamentosundan maaş alanların siyasi mastürbasyon alanı değildir.

Kürtlere ölüm getiren bu devletlerdir, kürt bu devletleri reddettiğinde (ki ediyor) ulus olarak ölmekten kurtulacaktır, belki bu yolda yüzbinlerce kürt ölecektir ama başka yolu da yoktur, hiçbir millet için olmamıştır. Ayaklanmış bir milletin yolunu kesmenin kime yararı var diye iyice düşünmemiz gereken noktadayız.

Bizim yaşatılmak zorunda olan bir geleceğimiz var. Kürdistan var ve bu ülkede kürtler var. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

7921 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:39:36
x