O’nu Neden Başkan Yaptırmak İstemiyorlar?

Başta Newşirwan Mustafa yönetimindeki Goran olmak üzere, meclisteki KDP dışındaki diğer partiler; (YNK, Yekgırtu, Komel ve dışarıdan da PKK), birkaç ay önce Türkiye\'deki \'seni başkan yaptırmayacağız\' kumpanyasını anımsatır şekilde \"Barzani olmasın da kim olursa olsun\" şiarıyla girişimlere başlamışlardı. Bu girişimlerin sponsoru tahmin edileceği gibi, Barzani\'nin Bağımsız Kurdistan hedeflemesi, kendi siyasetine karşı direnip bir türlü etki alanına girmemesi hasebiyle, İran\'dı.

Kerem Bekes

21.08.2015, Cum | 22:41

O’nu Neden Başkan Yaptırmak İstemiyorlar?
Makaleyi Paylaş

[1]- Mele Mustafa Barzani\'nin “Bağımsız bir Kürdistan” şiarıyla çıktığı uzun yolculuk ve mücadele mirasını, sahip çıkarak devam ettiren Mesud Barzani\'nin \'Kurdistan Bölgesel Yönetimi Başkanlığı\' görev süresi önceki gün tibariyle (19 Ağustos 2015) sona erdi. Bilindiği gibi, Barzani liderliğindeki KRG, bir yandan IŞİD terörü, diğer yandan Bağdat ile bir türlü bitmek bilmeyen petrol ve bütçe krizi\'nin yanısıra aylardır süren bir Başkanlık kriz\'iyle boğuşuyor.

Henüz yazılı bir anayasası olmayan KRG\'de, Başkan\'ın görev ve yetkileri ile seçilmesi gibi konular, yasalarla belirleniyor.

2005 yılında yürürlüğe konulan 1 no’lu Başkanlık Yasası, Kurdistan Yönetimi Başkanı’nın görev süresi, yetkisi ve konumu ile ilgilidir. Söz konusu yasanın 3. maddesine göre başkanın görev süresi 4 yıldır ve iki kez seçilme hakkı bulunmaktadır. Bu yasanın 17. maddesine dayanarak KRG Başkanı Barzani, 2005 yılında ilk kez parlamento tarafından seçilmişti. Çünkü 17. madde\'de Başkan\'ın birinci dönem için Parlamento’dan seçilmesi öngörülmekteydi. Sonrasında, Barzani 2009 yılında ikinci dönem başkanlık için yüzde 69 oranında oy elde ederek doğrudan halk tarafından seçilmişti. 2013 yılında başkanlık süresi dolan Barzani için, 19 no’lu görev uzatma yasası çıkartılmıştı. Bu yasa ile bir defaya mahsus olmak üzere Barzani’nin başkanlık görev süresi 19 Ağustos 2013 tarihinden 19 Ağustos 2015 tarihine kadar, Kurdistan Parlamentosu tarafından uzatılmıştı. Aslında Parlamento\'daki partiler arasında devam eden tartışmaların temeli Barzani’nin görev süresinden ziyade \'Başkan\'ın yetkilerine dayanmaktadır. KRG\'de başkanın yetkileri; 2005 başkanlık yasasının 10. maddesinde toplanmaktadır. 10. maddenin 2. fıkrasına göre başkan, Parlamento seçimleri için karar verebilir. 4. fıkrada ise başkanın parlamentoyu feshetme yetkisine sahip olduğu ifade edilmektedir. Aynı maddenin 8. fıkrasına göre başkan özel bir kanunla olağanüstü hal ilan edebilir. Yasanın 13. maddesinde ise, başkanın Pêşmerge Gücü\'nün Başkomutanı sıfatını taşıdığı belirtilmektedir.

Zaten uzun süredir KRG\'de çözüm bekleyen siyasi konuların başında, Başkan\'ın görev süresi ve yetkileri, anayasasının yazılımı süreci ve kurulacak olan yönetimsel sistem (Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem) sorunu üzerinedir. Bu üç önemli konu, siyasi partiler arasındaki tartışmaları ve güç mücadelesini derinleştirmektedir. Bunun için üç farklı senaryodan bahsedilebilir. Bunlardan birincisi, KRG\'de var olan siyasal sistemin yarı başkanlık sistemi olarak nitelenmesi esasına dayanır.

Bu bağlamda, siyasi yapının parlamenter sisteme dönüştürülmesi gerekir ki, hükümette bulunan dört parti (YNK, Goran, Yekgirtu ve Komel) tarafından da bu karar desteklenmektedir.

İkincisi, başkanın yetkilerinin kısıtlandırılması suretiyle (Protokol Başkanı olması) parlamento tarafından seçilmesi üzerinedir. Bir diğeri ise, başbakan ve başkan yardımcısının yetkilerinin arttırılmasıdır. Şu hususa dikkat çekmekte yarar vardır ki, hükümet içindeki sayısal ağırlığı ve seçimlerde birinci parti olmasından dolayı KDP başbakanlık, Goran ise Parlamento Başkanlığı görevlerini almıştır.

Güney Kurdistan kamuoyunda ve Kürd siyasi oluşumları arasında konjonktürel olarak dengeler eski döneme göre önemli ölçüde değişmiştir. Bu durumun ana sebeplerinden biri siyasal yapıdaki güç dağılımının artık KDP-YNK arasındaki ilişki ve anlaşmalara bağlı olarak uygulanmamasıdır. 2006 yılında KDP-YNK arasında imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması’nda, önemli konularda birlikte hareket edilmesi vurgulamaktaydı. Fakat 21 Eylül 2013 tarihindeki parlamento seçimlerinde ve 30 Nisan 2014 tarihindeki Irak genel seçimlerinde KDP ve YNK’nin kendi bayraklarının renkleri olan Sarı ve Yeşil şeklinde iki ayrı listeyle seçimlere katılması, 2006 yılından günümüze dek, iki partinin ilişkilerinde ciddi bir kırılma yaşandığını da göstermektedir.

KDP ve YNK’nin yanısıra 2009 yılından beri siyasi denkleme Goran Hareketi, İslami Birlik ve İslami Toplum’un da etkin bir şekilde katılımı söz konusudur. 111 sandalyeli Parlamento’da KDP\'nin 38 milletvekili bulunsa da karşısında yeni bir blok olarak YNK (18), Goran (24) , İslami Birlik (10) ve İslami Toplum (6)’dan oluşan 58 milletvekili yer almaktadır.

Peki, Neden ısrarla \"onu başkan yaptırmak istemiyorlar ?\"

Barzani’nin başkanlık süresinin uzatılması hususundaki kriz, diğer partiler tarafından, KDP etkinliğinin azalması yönünde bir fırsat olarak da değerlendirilmektedir. Bu sebeple, KDP ile diğer partiler arasındaki Barzani’nin başkanlık süresinin uzatılmasına dair pazarlık konularının başında parlamenter sistemle yönetim meselesi gelmektedir. Başka bir tabirle başkanlık tartışmalarına ve Barzani’nin kişiliğine ilişkin ifadelere dikkatlice bakıldığında siyasal sistem sorununun çözümü için arayışlara başlandığı görülecektir.

Çünkü YNK, Goran, Yekgirtu ve Komel yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar Barzani’ye karşı bir tavrı yansıtmamaktadır. Yalnızca sistemin parlamenter olması ve bölge başkanının yetkilerinin kısıtlanması gerektiği dillendirilmektedir. Bu konuyla ilgili Başkan Barzani geçen günlerde sert bir açıklama yapmıştı. Açıklamasında “..Şimdilerde başkan parlamento tarafından seçilsin diyenler, o dönem halka; ‘Parlamenterler başkanlık seçiminde pasifize ediliyor, bu yüzden Parlamento tarafından seçilecek başkan, yasalara değil partilerin uzlaşmasına bağlıdır. Başkanı halk seçmelidir’ diyorlardı..

[2]- Sorunların çözümü için baskı ve zorlama kabul edilemez, Partiler ülkenin çıkarları doğrultusunda karar almalıdır\" demişti.

Parlamento\'daki partiler arasında halen devam eden Barzani’nin görev süresinin uzatılmasına yönelik tartışmalara rağmen başkanlık için hiçbir parti herhangi bir alternatif aday belirlememiştir. Bu tablo partilerin, Barzani’nin yeniden başkan olmasıyla bir sorunlarının olmadığını da göstermektedir.

Fakat aylar önce, Başta Newşirwan Mustafa yönetimindeki Goran olmak üzere, meclisteki KDP dışındaki diğer partiler; (YNK, Yekgırtu, Komel ve dışarıdan da PKK), birkaç ay önce Türkiye\'deki \'seni başkan yaptırmayacağız\' kumpanyasını anımsatır şekilde \"Barzani olmasın da kim olursa olsun\" şiarıyla girişimlere başlamışlardı. Bu girişimlerin sponsoru tahmin edileceği gibi, Barzani\'nin Bağımsız Kurdistan hedeflemesi, kendi siyasetine karşı direnip bir türlü etki alanına girmemesi hasebiyle, İran\'dı.

Geçen mart ayında Ürdün Enformasyon eski Bakanı Salih Kallab, Şark el Ewsed gazetesinde yayımlanan makalesinde konuyla ilgili önemli iddialarda bulunmuştu.

Makalesinde, \"Barzani’nin geçen dönem boyunca İran’ın bölgedeki plan ve stratejilerinin bir parçası olmayı reddettiğini, Kurdistan Bölgesi’nin Tahran ile Şam arasında koridor olmasına müsaade etmediğini\" belirten Kallab, güvenilir kaynaklara dayandırdığı iddialarına;

\"Mesud Barzani bu tutumu yüzünden İran’ın hedef tahtasına oturdu. İranlı General Kasım Süleymani, Süleymaniye’nin Karaçolan ilçesinde Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) üst düzey yetkilileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani, Mele Bahtiyar, Kosret Resul ve Berhem Salih’in hazır bulunduğu toplantıda Kasım Süleymani, bir an önce Mesud Barzani’den kurtulma isteminde bulundu. Bir hafta önce de YNK’ye yakın 4 basın organının editörü ve KCK’li Cemil Bayık’ın bir temsilcisinin bulunduğu gizli bir toplantıya katılan İran’ın Erbil Başkonsolonsu’nun katılımcılardan, Mesud Barzani’nin görev süresinin uzatılmaması, uzatılması halinde halkın sokaklara ineceği yönünde yayın yapmalarını istedi\" şeklinde devam etmişti..

Sonraki günlerde yaşanan gelişmeler, Kallab\'ın iddialarını doğrulayacak nitelikteydi. PKK, YNK ve Goran medyalarında Barzani şahsına ve ailesine karşı karalama kampanyaları başlamış, Barzani sonrası kimin Başkan olabileceği ihtimalleri tartışılıyordu.

Nisan ayında KCK tepe yöneticilerinden Duran Kalkan\'ın; “Güney Kürdistan, merkezi bir siyasi yönetim altında yaşayamaz, bir olamaz. Çünkü içinde birçok lehçe ve çok değişik halk toplulukları var. Güney Kürdistan’da merkezi diktatörlük yaşayamaz. Bu bölgeyi demokrasi birleştirir ve yaşatır” şeklindeki direk Barzani\'yi hedef alan sözleri, bahsedilen iddiaları en azından güçlendirecek nitelikteydi.

Aynı şekil, Türkiye\'de Haziran ayında yapılan seçimler öncesi PKK medyasında; \"KDP\'nin AKP\'ye milyarlarca dolar para gönderdiği\" gibi absürd karalamalar da konuyla ilişkisi açısından dikkat çekiciydi. Yine haziran ayında KCK, yaptığı bir açıklamada; \"KDP ve Barzani\'yle tüm ilişkilerini askıya aldıklarını\" dile getirmişti. Son olarak 26 Temmuz’da Kürd petrolünün yegâne ihraç yolu olan boru hattına bombalı sabotaj düzenlemiş, zaten ekonomisi krizde olan KRG\'ye resmi rakamlarla 500 milyon dolar zarar vermişti. PKK\'ninkine paralel, benzeri karalamalar YNK ve Goran medyalarında da sürüyordu.

Barzani karşıtlığından başka hiçbir ortak paydaları bulunmayan bu oluşumlar o denli absürdlükler yapıyordular ki, gören ve duyanlar hem inanamıyor, hem de katılarak gülüyorlardı. Örneğin Kurdistan\'ın CHP\'leri denilebilecek ölçüde \"seküler hassasiyetler\"e sahip partileri YNK ve Goran, aşırı dinci diye normalde selam vermeye imtina ettikleri Komel lideri Ali Bapir\'i, Barzani\'ye alternatif olarak öne sürmek istemişlerdi. Ali Bapir\'in fundementalist bir islamcı olduğu biliniyor. Öyle ki CIA raporlarında adı El-Kaide\'ye destek verenlerden biri olarak geçiyor. Ayrıca Bapir\'in damadı dahil onlarca yakın akrabasının IŞİD\'e katıldığı da biliniyor. Geçen temmuz ayında Hewler\'de asayiş güçlerince Bapir\'in IŞİD bağlantılı 8 akrabası tutuklanmıştı. Diğer partiler bunu KDP\'nin Bapir\'e bir komplosu olarak değerlendirerek iç politika malzemesi yaparak istismar etmişlerdi.

Devamla, KRG\'de, 23 Haziran’daki Başkanlık Yasasına yönelik görüşmelerde Parlamento Başkanı (Goran\'dan Yusuf Muhammed), Hewler’de bulunan konsolosluk temsilcilerini davet etmişti. Parlamento toplantısına yalnızca İran Hewlêr Başkonsolosluğu Birinci Temsilcisi Muhsin Bafevayi katılmış, ABD, Mısır ve Almanya konsolosluklarından alt düzeyde temsilci gönderilmişti. KRG Parlamentosu başkanı sıfatıyla Muhammed’in yanı sıra YNK ve Goran parlamenterleri\'nin İran temsilcisi Bafatevi\'ye \"Müstamleke Valisi\" edasıyla gösterdikleri yakın alaka, Kürd kamuoyunda büyük tepki uyandırmıştı. Aynı şekilde diğer yabancı temsilcileri davet etmesi de başkanlık sorununun iç politik çekişmelerin dışında olduğu mesajını vermesi açısından manidardı. Bu bağlamda, İran konsolosluğundan üst düzey bir temsilcinin katılımının, Barzani karşısındaki cepheye destek mahiyetinde olduğu aşikardı.

KDP grubu bu durumu, oturuma katılmayıp sert bir bildiri yayınlayarak protesto etmişti.

Sonraki günler ve haftalarda da \"Barzani\'yi başkan yaptırmayacağız\" kumpanyaları çeşitli gizli-açık söylem ve eylemlerle devam etmiş, bunun pek mümkün

[3]- Olmadığını anlayan İran\'ın Kasım Süleymani\'yi devreye sokup YNK ve Goran\'la görüşüp yeni stratejilerini dikte etmesiyle kumpanya; \"Başkan yaptıramamayı başaramıyoruz, en azından yetkilerini kısalım\" a evrilmişti. YNK danışmanlarından Dr. Hamus Ömer\'in, ‘En azından Başkanlık, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı aynı partide olmasın\" şeklindeki sözleri durumu özetleyecek nitelikteydi.

Kriz\'in Goran ve YNK\'nin uzlaşmaz tavırları nedeniyle bir türlü aşılmaması üzerine, Kurdistan Bölgesi Şura Meclisi geçen hafta acil gündemle toplanarak; \"Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin seçim yapılana kadar yetkileri sınırlandırılmadan görevine devam etmesine karar verildi\" şeklinde karar alındığını duyurmuştu.

Bunun yanı sıra devreye ABD, BM, ve İngiltere de girmiş, 18 ağustos\'ta Hewlêr\'de 16 partinin katılımıyla bir toplantı gerçekleşmişti. Toplantıda ABD, İngiltere ve Birleşmiş Milletler temsilcileri mevcut durumun sürdürülmesi gerektiğini bildirmişti. Toplantıya ABD\'yi temsilen katılan dışişleri bakan yardımcısı Brett McGurk’ın, “Kürdistan Bölgesi çetin bir savaştan geçiyor. Koalisyon güçleri bu savaşta size yardım ediyor. Ancak sizler bu tür sorunlarla meşgul olursanız, daha fazla yardım edilmesini beklemeyin” dediği aktarılmıştı.

McGurk, Mesud Barzani\'nin IŞİD\'le savaştaki rolüne değinerek, olası bir değişimin Kürtler\'in bölgede yenilgisi anlamına geleceğini vurgulamıştı.

Bütün bu girişimlere rağmen YNK ve Goran, \"Krizden ne koparırsam kârdır\" mantığıyla son dakika hamlesi olarak başkanın görev süresinin sona erdiği 19 ağustos günü Parlamentoyu, \'başkanlık görev ve yetkileri yasa tasarısı\'nı görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağırmışlardı. Bu girişimleri toplantı için gerekli sayıyı bulamamaları nedeniyle boşa çıkmıştı.

Sonuç itibariyle özetlemek gerekirse, KRG\'deki siyasi partilerin uzlaşmasıyla birlikte Barzani’nin başkanlık süresi büyük olasılıkla iki yıl daha uzatılacaktır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, başta Goran olmak üzere, YNK, İslami Birlik ve İslami Toplum, Barzani’nin görev süresini veya şahsiyetini tartışmaktan ziyade kendi seçmenlerini tatmin etmek için \'ne taviz koparsam kârdır\' mantığıyla ayak diretiyorlar.

Hewlêr\'deki kulis bilgilerinden, tüm partilerin bir şekilde Barzani’nin görev süresinin uzatılması konusunda uzlaşacakları, ama mümkün olduğu kadar taviz alma ve kendi seçmenlerine mesaj verme arayışında oldukları aktarılıyor.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8602 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:30:08
x