Acı

3 Nisan gecesi bir kadın, bir anne öldü. Hiç görmedim, tanıyamadım. Tekerlekli sandalyesinde, yanında eşi Habur sınır kapısına kadar gelmişler.

Neval Çelik

04.04.2016, Pts | 20:02

Acı
Makaleyi Paylaş

Kimse yiten bir hayata değer biçemez. Fakat ölüm var, ölüm var. Kimi kısacık, kimi uzun. Kimi şaka gibi kimi trajedi. Kimi dilde iz bırakır, kimi yürekte. Kimi geçmişte kalır, kimi geleceğe renk verir. Nasıl olursa olsun tıpkı yaşam gibi ölüm de anlatır. Hatta öyle ölümler var ki ardında bıraktığı yaşamı romanlaştırır.

3 Nisan gecesi bir kadın, bir anne öldü. Hiç görmedim, tanıyamadım. Tekerlekli sandalyesinde, yanında eşi Habur sınır kapısına kadar gelmişler. Eşinin pasaport süresi dolduğu için uzatmak üzere geri çevirmişler. O dönmemiş, yola devam etmiş, Hewlêr’e kadar gelmiş. 15 Yıl boyunca PKK için çalışmış, HDP üyesi. Birkaç yıl önce aile çevresinde yaşanan sorunların tetiklediği hastalığı sonucunda felç geçirmiş. Tedavi görmüş ve ayağa kalkmış. 39 Yaşında ölen ananın iki oğlu bir kızı varmış. Geçen Kasım ayında 14 yaşındaki kızını gerillaya katmak üzere götürmüşler. Kızının yokluğunu fark edince hem HDP’lilere hem de PKK’lilere gitmiş. ‘O daha küçük, tek kızım. Ben zaten yıllardır sizin için çalışıyorum. Bana verin, büyüdüğünde gerçekten kararını verirse yine size katılsın’ demiş. Kulak asan olmamış. Kadın çaresizlik ve üzüntüyle tekrar felç olmuş. 39 Yaşında öldüğü Hewlêr’e tekerlekli sandalyeyle bu yüzden gelmiş. Eşi yakın kırsala, Metina’ya gitmiş. Oyalamışlar, oradan oraya gönderip durmuşlar. Son olarak da ‘Kandil’dedir oraya gidin’ demişler. O da Kandil’e gidebilmek için eşinin gelmesini bekliyormuş. Hastanede yaşama dönmesi için elektro şok verildiğinde yanında olanların söylediğine göre yaşamak için çok direnmemiş. Zaten hep ‘ya buradan kızımı alır dönerim ya da ölürüm’ diyormuş. Yanındakiler kızını alabileceğine dair umudunu yitirmişti diyorlar. Eşi geldi evet… Kadın hastanede son nefesini verdiğinde hastaneye yetişebildi. Geri dönecek, hendeklerde cebelleşmeye hem de yüreğinde kızının umudu ve eşinin cenazesiyle. Bu insan tepeden tırnağa acıydı…

Peki bu halk bunca trajediyi neden yaşıyor? Kürdistan için mi, bağımsızlık için mi? Bunca acının bir karşılığı olsa yine tamam ama yok. Kocaman bir YOK! Hendeklerde ölen çoluk-çocuk, genç, yaşlı insanlarımız; ağır kış koşullarında sokaklarda çatısız kalan göçenlerimiz; devletin eline teslim edilen topraklarımız; çocuğunun boğazından kesip gerillaya yediren yurtseverlerimiz… Onların yaşadığı hayal kırıklıkları, acılar… Ne uğruna? Kocaman bir HİÇ!

Hakikaten sözün bittiği yerdir o yıllarını adamış ve karşılığında birlikte mücadeleye omuz verdiği eşinin cesedinden başka elleri bomboş olan Kürdün acısı. Ama PKK bu insanları, halkını hissetmiyor. Bu nedenle acıyı yaşayamıyor ve bu acının isyanını duymuyor. Oysa halk toplamımızdır. Her acının yarattığı isyanın nasıl bir çığlığa dönüşebileceğinden korkmalı PKK. Kendisini böyle acımasızca Kürde dayatmaktan vazgeçmeli.

Bir hareket ana yüreğinde atabiliyorsa halkındır; ana yüreğini dağlıyorsa değil. Doğmamış bebeğin kökleri olabiliyorsa halkındır, koparıyorsa değil. Bir çocuğun gözlerinde güven olabiliyorsa halkındır, korkuysa değil. Bir gencin inancı olabiliyorsa halkındır, savuruyor ve harcıyorsa değil. Bir halkın geçmişi, bugünü, yarını olabiliyorsa, halk ona sırtını dayayabiliyorsa, halkın dili ve talebi olabiliyorsa halkındır. Halkını hiç yerine koyuyor, halkın çıkarlarını egolarına kurban ediyor, halkın canını varlığını, kendisine kattıklarını böcek gibi çiğneyip geçiyorsa halk hareketi falan değildir.

Ortaya çıkan tablo da gösteriyor ki PKK bir halk hareketi değil, marjinal, silahlı bir örgüttür. Kürd Halkının prangası haline gelmiş bir örgüttür.

O ananın ne günahı vardı? 15 Yıl az mı geldi? Boğazından kesip vermiş, sevdiklerinin canını gözetmeden her şeyiyle didinmiş. Karşılığı bu mu olacaktı? Kürdistan değil, Kürdistan yollarında ölmek… Tabii ki hayır! Ama eğer bu değere verilen karşılık buysa, halkın vereceği karşılığa da hazır olun, hiç şaşırmayın.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
13300 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:53:49
x