KCK Sözcüsü: Silahsızlanma Gündemimizde Değil

KCK Dış İlişkiler Sözcüsü Demhat Agit Kurdpress ajansına verdiği demeçte, Abdullah Öcalan\'ın silahsızlanmayı işaret etmediğini, sözlerinin onun iyi niyetini anlattığını söyleyerek silahlı mücadelenin tamamen durdurulması için Türkiye\'nin Öcalan’ın öne sürdüğü 10 ön şartı kabul etmesi ve adımlar atarak iyi niyetini kanıtlaması gerektiğini ileri sürdü

28.03.2015, Cts - 17:17

KCK Sözcüsü: Silahsızlanma Gündemimizde Değil
Haberi Paylaş
Demhat Agit, HDP’li heyet tarafından Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’ye ulaştırılan Öcalan’ın mektubunun içeriği hakkında bilgi sahibi olduklarını ve Kürdistan Bölgesi’nin kendilerine destek sunmaları beklentisi içinde olduklarını açıkladı.

“Biz genel olarak Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nden barış sürecini her zamankinden daha fazla desteklemesi beklentisi içindeyiz. Eğer Kürdistan Bölgesi Türkiye’ye karşı bir tavır alırsa Türkiye adım atmak zorunda kalacak.

Bu ilk konu. İkinci konu ise Ulusal Kongre. Mektup Kürtlerin birliğini sağlamak ve sorunları işbirliği temelinde aşmak için yazılmış. Mektubun içeriği bu konuları kapsıyor. Mektubun içeriğindeki ayrıntılara vakıf değiliz, ama Kürt Ulusal Kongresi’nin ana konu olduğunu biliyoruz.”

Demhat Agit, “Öcalan’ın silahsızlanma çağrısında bulunmadığını, bunun gerçekleşmesi için Türkiye’nin 10 maddelik ön şartları kabul etmesi ve adım atması gerektiğini,” vurguladı.

“Her şeyden önce, Öcalan’ın açıklamalarında silahsızlanmanın olmadığını söyleyebilirim. Sözleri iyi niyet ifade ediyor. Eğer Türkiye Öcalan’ın 10 maddelik ön koşullarını tartışır ve adımlar atarak iyi niyetini kanıtlarsa ondan sonra silahlı mücadeleyi durdurmanın zamanının geldiğini söyleyebilirim. Sizin de bildiğiniz gibi silahsızlanma ile silahlı savaşı durdurmak birbirinden farklı ve ayrı konular. Ve bunların gerçekleşmesi için Türkiye’nin 10 maddeden oluşan ön koşullar ile ilgili adımlar atması gerekiyor.”

Sabri Ok ve bazı PKK yöneticilerinin, görüşmelerin sonraki aşaması için Öcalan’ın ziyaret edilmesi gerektiği şeklindeki önerilerinin kendilerinin temel şartlarından biri olduğunu söyleyen Agit, şöyle devam etti:

“Gerçekte bizim ana ve temel şartımız, Çözüm Süreci’nde PKK yöneticilerinin, hareketin lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmeleri ve tüm görüşmelerin hiçbir arabulucu olmadan direk yapılması gerektiğidir. Silahsızlanma, geri çekilme, savaşı durdurma gibi konuların ancak Abdullah Öcalan tarafından gerçekleştirilebileceğini daha önce defalarca dile getirdik. Eğer Türkiye Hükümeti 10 maddelik ön koşullar ile ilgili olumlu adımlar atarsa ve Öcalan’ın kendisi kongreye katılabilirse o taktirde PKK savaşçılarını bu şekilde hareket etmeye ikna edebilir. Bugün, Öcalan’ın dışında hiç kimse PKK gerillalarını Türkiye karşısındaki silahlı savaşı durdurmaya ikna edebilir.”

Agit, Türkiye’nin müdahaleci politikalarının Kürdistan’ın diğer parçalarında da olumsuz yansımasını bulduğunu ve o parçalardaki çözümü zorlaştırdığını ileri sürdü ve şöyle devam etti:

“Hareketimiz ulusallıktan öte özgürlük arayışı içindedir. Türkiye’ye karşı savaşımız hareketin ve ulusal mücadelenin sadece bir parçasıdır. Türkiye’ye karşı savaşı durdursak bile bu farklı bir konudur. Diğer parçalardaki plan ve faaliyetlerimiz bunun gibi değil ve faaliyetlerimiz devam edecek. Yaptığım konuşmalar sadece Türkiye’yi kapsar. Faaliyetlerimiz Kürdistan’ın sadece bir parçasına ait değildir.\"

\"Eğer Türkiye bahsedilen koşullarda adımlar atarsa bu durum kesinlikle Kürdistan’ın diğer üç parçasını da etkileyecektir. Türkiye ve yöneticileri Kürdistan halkına karşı oldukça yıkıcı ve olumsuz bir rol oynuyorlar. Türkiye’nin müdahaleci politikalarının bugüne kadar Suriye Kürdistan’ında sürekliliği olan bir yönetim sistemi ve huzurlu bir ortam tesis edemememizin en büyük sebeplerinden biri olduğunu ifade edebiliriz. Türkiye’nin Irak ile İran Kürdistan’ları üzerindeki rolleri hep olumsuz idi ve Türkiye bu konuda adımlar atarsa Kürdistan’ın diğer parçalarında Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırır.”

Erdoğan’ın İmralı ile Kandil arasında görüş farklılıkları olduğu şeklindeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Demhat Agit, bu düşüncesini Türkiye’nin Öcalan ile direk temasa izin vermemesiyle destekledi.

“Bu sözler gerçeklerden çok uzak. Kandil ile Öcalan’ın farklılıkları olduğu ve farklı düşündükleri iddiası Türkiye’nin iki taraf arasına nifak tohumları ekmek ve Öcalan üzerindeki baskıyı çoğaltmaya dayalı bir politikadır. Eğer gerçekten dedikleri gibi aramızda bir anlaşmazlık varsa o halde neden Öcalan ile direk olarak görüşmemize izin vermiyorlar. Öcalan’ın öğretilerini ve derslerini takip ediyoruz. Sözlerinin her birini kendimiz için bir öğreti olarak kabul ediyoruz.”

Agit, Barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde PKK’nin bundan çok fazla etkilenmeyeceğini ve halkla birlikte sorunun çözümü için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

“Bir çok alternatif ve planımız var. Türkiye’de ve Türkiye Kürdistan’ında daha önce olduğumuzdan çok daha güçlüyüz ve Orta Doğu’nun zirvesindeyiz. Halkla birlikte söyleyecek çok şeyimiz var ve Kobani olaylarını protesto etmeye yönelik 6-7 Kasım olayları büyük olasılıkla tekrar edecek. Şüphesiz Türkiye seçimden kazançlı çıkmayı veya zaman kazanmayı ve aldatmayı amaçlarsa barış görüşmeleri sona erer ve halkın başkaldırısı yeniden başlar, yeni ve şiddetli krizler doğar. Kürdistan sorununu Türkiye devleti ve hükümeti ile ilişki geliştirerek çözmek istiyoruz ama eğer hükümet başarısız olursa biz kendi yolumuza devam eder ve bir sonuca ulaştırmaya çalışırız.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 4241 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:53:37
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x