İsrail’in bağımsız Kürdistan heyecanı

Geçmişte Güney Kürdistan ile kurduğu ilişkilerde ağzı sıkı davranmaya çalışan İsrail, bir süreden beri bağımsız bir Kürd devleti kurulmasına verdiği desteği gizlemiyor.\n\nİsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarından ilki, en tepeden, Devlet Baş.

04.07.2014, Cum - 08:24

İsrail’in bağımsız Kürdistan heyecanı
Haberi Paylaş
Geçmişte Güney Kürdistan ile kurduğu ilişkilerde ağzı sıkı davranmaya çalışan İsrail, bir süreden beri bağımsız bir Kürd devleti kurulmasına verdiği desteği gizlemiyor.

İsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarından ilki, en tepeden, Devlet Başkanı Simon Peres’ten geldi. Irak’ta milli birlik hükümeti kurulması için çabalayan ABD’yi 26 Haziran’da ziyaret eden Peres, Irak’ta savaşan grupların birleşemeyeceğini ve Kürd devletinin fiili olarak kurulduğunu söyledi.

Peres, Irak Kürdlerinin petrol satmasına yardımcı olan Türkiye’nin de Irak Kürdlerinin yeni durumunu kabul etmişe benzediğini de ifade etti.

Peres’in açıklaması, Kürdistan Özerk Bölgesi’nin, Irak merkezi hükümetinin itirazlarına rağmen, Türkiye’ye uzanan boru hattıyla ihraç ettiği petrollerin bir kısmının İsrail’e satıldığı haberlerinin hemen arkasından geldi.

Peres’in yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ve İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman’ın ‘Kürdlerin bağımsızlık arzusuna’ verdiği desteğe henüz Kürdistan Bölge Yönetimi’nden bir tepki gelmedi.

Kuzey Irak Kürdleriyle İsrail’in ilişkilerini Al Jazeera’ye değerlendiren İsrail Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı, Türkiye’de de görev yapmış diplomat Alon Liel de İsrail’in, Kürdlerin bağımsızlığından duyduğu memnuniyeti artık saklamamasının arkasında Türkiye’nin tutumunun da etkisi olduğunu söyledi:

Tel Aviv Üniversitesi’nden Irak uzmanı, Kürdlerle ilgili iki kitabın ve İsrail ile Kürdler arasındaki ilişkileri anlatan birçok makalenin yazarı Ofra Bengio’ya göre, Kuzey Irak petrollerinin İsrail’e satılması, “devletlerarası ilişki” denilebilecek bir bütünün yalnızca bir parçası:

“Eminim ki [Kürd lider Mesud Barzani] bağımsızlık ilan ettiğinde, bu ilişkilerin bütünü açık hâle dönüşecek.”

Mossad ajanı Tsafrir özellikle 1963-1975 yılları arasında Irak Kürdlerine yoğun bir şekilde yardım ettiklerini anlatıyor. O yıllarda Irak Kürtleri Mesud Barzani’nin babası Mela Mustafa Barzani liderliğinde ayaklanmıştı. Tsafrir’in aktardığına göre, İsrail de o zamanlar Şah yönetimindeki İran’ın da yardımıyla Irak Kürdlerine milyonlarca dolarlık yardım yaptı ve Kürd savaşçıları eğitti.

Erbil’deki Soran Üniversitesi’nde uluslararası hukuk dersleri veren Dr. Basharat Zangana da Al Jazeera’ye, İsrail ve Kürdlerin ilişkisini anlatırken, “düşmanımın düşmanı” mantığına işaret etti ama bu sefer Irak Kürdleri açısından.

Zangana’ya göre, Arap milliyetçisi siyasetlerin baskısı altında kalmış Kürdler ile Arap milliyetçileriyle savaşan İsrail’in işbirliği içinde olması anlaşılabilir bir durum.

Ortadoğu ve Kürd coğrafyası uzmanı, sosyolog, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Vali, Al Jazeera’ye, İsrail-Kürd ilişkilerini anlatırken benzer bir noktaya işaret etti:

“Kürdler, Arap milliyetçilerinden, onlar tarafından yok sayılmaktan çektiler, soykırımlara uğradılar. Kürdlerin bu durumuna komşu ülkeler de sessiz kaldı. Araplar ve Kürdler aynı dinden olabilir ama Kürdlere zulmü sonuçta dindaşları yaptı. Kürd-İsrail ilişkilerinde geçerli olan düşünce din değil, milliyetçiliktir. “

Ancak Vali gelinen bu noktada, Kürdistan’ın geleceğinin belirlenmesinde batıya açılan kapısı Türkiye’nin tutumunun belirleyici faktör olacağını da vurguladı.

İsrailli diplomat Liel de benzer bir noktaya işaret ederek çoğunluğu Kudüs’te yaşayan ve Kürd yerel geleneklerini hâlâ büyük ölçüde koruyan 150 bin kişilik gruba dikkat çekiyor.

“Bu grup, Savunma Bakanı da dâhil siyasetçiler ve belediye başkanları çıkardı. Bu insanlar sayesinde hâlihazırda karşılıklı ziyaretler de yapılıyor ve turizm ilişkileri de var.”

Saddam Hüseyin rejiminin baskısından kaçan bir Kürd kadının Bağdat’taki son Yahudi’nin evine saklanmasını anlatan, İsrailli ünlü yazar Sami Michael’in romanı ’Aida’ gibi, İsrail edebiyatında ve filmlerinde Kürdlerle Yahudiler arasındaki dostlukları anlatan örnekler var.

Kürdlerin Kerkük özlemini, Yahudilerin Kudüs tutkusuna benzeten yazılar da İsrail’de görülmedik şeyler değil. Liel bu durumu “Yahudilerin her zaman Kürdlere sempatisi olmuştur” diye tanımlıyor.

Sorani Üniversitesi’nden Dr. Zangana uluslararası hukuka göre, bir yapının devlet sayılması için toprak, halk, egemenlik gibi ögelere sahip olması gerektiğini hatırlatıyor. Zangana’ya göre, Kürdler tanınma dışında bütün bu özelliklere sahipler:

“Kürdler için, her türlü tanınma ve bu konudaki destek önemli. Hele ki ABD ve hatta bazı İslam ülkeleri üzerinde bile etkisi olan İsrail gibi bir ülke söz konusu olduğunda. Ama İsrail’in desteği mevcut koşullar altında Kürdlere zarar verebilir. Dolayısıyla Kürdler, İsrail ile olan ilişkilerini ve ondan gelen desteği resmi olarak dile getirmiyorlar.”

Prof. Vali’ye göre, çevre ülkeleri hatta ABD, Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Ortadoğu’nun haritasını devam ettirmekte kararlı. Bu haritada ısrarlı olmayan, üstelik ABD üstünde de belli bir etkisi olan ülkeyse İsrail.

“Kürdler açısından bakıldığında, bölgeden kendilerine uzatılan İsrail elini sıkmaya hazırlar.\'

Ancak bu elin sıkılması, Zangana’nın da işaret ettiği gibi geçmişte sorunlara neden oldu. 2008’de dönemin Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani uluslararası bir toplantıda, dönemin İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın elini yanlarında Filistin lideri Mahmud Abbas da varken sıktığında, Irak’ta ağır bir biçimde eleştirilmiş, Talabani kendisini savunmak için Barak’ın elini Irak Cumhurbaşkanı olarak değil, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Partisi Başkanı olarak sıktığını söylemişti.

Liel de, benzer bir duruma dikkat çekerek, Irak Kürdlerine olan desteğin artık yüksek sesle söylenmesinin Irak Kürdleri açısından sorun doğurabileceğini işaret ediyor:

“Bölgedeki izole edilmişliğimizi aşmak için Kürdlerle ilişki kurmak bizim için önemli. Ama biz ne zaman başkalarıyla ilişkilerimizi dile getirsek, bu onlar açısından sorun doğurabiliyor. Ayrıca diplomatik ilişki kurmaktan, büyükelçilik açmaktan söz etmek için henüz erken.”

Ankara merkezli Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr Veysel Ayhan da İsrail’in bağımsız Kürd devletine destek veren açıklamalarına Kürdistan Bölge Yönetimi yetkililerinin henüz yanıt vermediğine dikkat çekti.

Bir çalışma için Erbil’de bulunan Ayhan, İsrail’in açıklamalarının Kürdler açısından önemli olduğunu ancak Kürdlerinin kendi güvenlikleri için mücadele ederken yeni bir çatışmanın tarafı olmak istemediklerini söyledi:

“Irak Kürdleri için tanınma önemli, İsrail’in Birleşmiş Milletler’deki beş daimi üye üzerindeki etkisi de malum ama Irak Kürdleri için en önemli ülke, Türkiye. Türkiye’nin pozisyonu diğer ülkelerin pozisyonlardan çok daha önemli.”

İsrail’in Türkiye, İran ve Suriye’nin tam kalbinde yer alacak, Arap olmayan bir Kürdistan’ı ‘potansiyel müttefik’ olarak görüp desteklemesi, İsrail için stratejik önemde.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 9565 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:02:34
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x